top of page

en-FORMEL

İstanbul | Çok İşlevli Merkez

2019 | Yarışma | Katılımcı

“Eğitimin temel hedefi yalnızca diğer kuşakların yaptıklarını yinelemeyen, yeni şeyler yapabilme yeteneğine sahip bireyler yaratmaktır... Eğitimin ikinci hedefiyse, kendilerine sunulan her şeyi kabul etmeyen, eleştirel ve doğrulayabilen akıllar biçimlendirmektir.”...Piaget

Mimarlık eğitiminin en ağırlıklı kısmını mimari tasarım eğitimi oluşturmaktadır. Mimari tasarım eğitimi formel ve enformel olarak ikiye ayrılabilir. Stüdyo(formel) ve atölye(enformel) mimari tasarım eğitiminin deneyimlendiği mekanlar olarak karşımıza çıkarlar. Günümüzde formel eğitimin olumlu yanlarıyla birlikte olumsuz yanları da vardır. Hâlâ dünyadaki pek çok mimarlık okulunda tasarım stüdyosu usta-çırak ilişkisi içinde yürütülmektedir. Bu geleneksel yöntemde önceden tanımlanmış bilgi öğrenciye aktarılmaktadır. Dolayısıyla öğrencilerin yaratıcılıklarının ve üretkenliklerinin kısıtlanması söz konusudur. Kuşaklar ürettiklerini yinelememeli ve bilgiyi doğrulayabilen, eleştirebilen niteliğe sahip olmalıdır. Bundandır ki atölye ortamlarında usta-çırak ilişkisi ve üretim sistemi çağımızın gerekliliklerince yeniden sorgulanmalıdır. Sistemimiz yaratıcılığı tetikleyen ve karşılıklı faydanın sağlandığı çağdaş bir tasarım öğrencisi, usta ve atölye birlikteliği sunar. Karşılıklı öğrenme metodunu benimser. Önerimiz; öğrenme isteğine sahip bir deneyimli ve bir deneyimsiz kullanıcının birlikte çalışarak yeni bilgiyi üretmesidir.Yapımız sanat ve zanaat atölyelerine yer verirken bünyesinde hologram, sanal gerçeklik ile mimari üretim-sunum mekanlarını barındırır ve teknolojiyi kullanılır. Ayrıca mimari yazılım uzmanlarına yer verir. Bu birliktelikler disiplinlerin birbirinden beslenmesine ve farklı karşılaşmalarla üretim anlayışlarına yeni soluklar getirmeye imkan sağlar.

1| Arazi
İstanbul'daki Mimarlık ve Sanat okulu okuyan öğrencilerin işlik ihtiyacını karşılayacak, İTÜ, MSGÜ, YTÜ, BAU gibi şehrin önemli üniversitelerine yakınlığı ve en önemlisi kullanıcılarının yaratıcılığını tetikleyen tarihi doku çevresinde, doğayla bütünleşik ve kültürel oluşumlarla iç içe olan bir lokasyon seçilmiştir.Çalışma alanı Beşiktaş Kadırgalar Caddesinde Maçka Parkının barındırdığı yeşil dokunun karşısında seçilen 768/4 Nolu parsel olarak seçilmiştir.Seçilen parsel mevcut durumunda beton santrali olarak kullanılmaktadır. Arazide Osmanlı döneminden kalma yapım yılı 18.yy olarak tahmin edilen bir su terazisi de bulunmaktadır.

2| Tasarım
Kütleye olan ana yaklaşımımız; arazinin halihazırda sahip olduğu doğal izlere dokunmadan, araziyle bütünleşip onun bir parçası haline gelmek ve sahip olduğu manzarayla maksimum şekilde etkileşim kurmak şeklinde oluşmuştur. Yapının üst kotlarda araziye ulaşmasıyla yapıya her kattan düzayak, kamusal, girişler sağlanmış ve herkes için tasarım ilkesi benimsenmiştir. Peyzaj mimarları için bırakılan çatı kotundaki bahçelerde bölgenin endemik bitki türleri yetişecek ve bahçelerin bazıları uygulamalı bitki atölyeleri için kullanılabilecektir.Yapılan analizler sonucu bağlamdan gelen bir avlu izi tespit edilmiştir. Ayrıca avlulu mekanların toplanma, karşılaşma gibi merkezcil özellik göstermesinden hareketle tasarımın ana kurgusu avlu plan tipinin çağdaş yorumuyla oluşturulmuştur.Çevredeki yapılar incelendiğinde (İnönü Stadyumu, Hilton…) çizgisel elemanların baskınlığı söz konusudur. Cephe tasarımı bu güçlü çizgisel referanslardan hareketle tasarlanmıştır.Dış sirkülasyon aksı, arazide bulunan tarihi su terazisinin maksimum deneyimleneceği şekilde oluşturulmuştur.